18 Ocak 2016 Pazartesi

SO JI SUB'un YOLU - So Ji Sub'un kaleminden

"Gökyüzü, deniz, kuşlar, adını bile bilmediğimiz çiçek ve bitkiler...
Bir de sessiz So Ji Sub'un anlattığı gönülleri ısıtan hikayeler.

Hayranlarına her gün 'Sizleri seviyorum', 'Ben çok mutluyum' diyen, ancak gülümsemesinden ziyade, sessizliğine daha aşina olduğumuz,
Kendini ifade etmektense başkalarına kulak vermeyi tercih eden,
İstediği şeyleri söylemektense, utangaç bir gülümsemeyle cevap vermeyi yeğleyen,
So Ji Sub
Şimdi onun anlattığı hikayeleri dinliyoruz."

Size kütüphaneme yalnızca 'satın alayımda Kore yayınları daha çok Türkçe'ye çevrilsin diye' eklediğim daha sonrada hayran kaldığım bir kitaptan bahsetmek istiyorum. So Ji Sub, "I'm sorry, I love you" dizisiyle tanıdığım ve daha sonraları hayranlıkla diğer dizilerini de takip ettiğim aktörlerden biridir. Ayrıca bahsettiğim dizi daha sonraları "Bir Aşk Hikayesi" adıyla Türk televizyonuna da uyarlanmıştır. Tabi ki hayranlığım aman amanlık bir şey değil, sadece aldığı rollerde verdiği duyguyu seviyorum, işine verdiği önemi anlayabiliyorsunuz, bizdeki yapmacık oyunculuklara pek benzemiyor, hissediyorsunuz. (Niyetim Türk oyuncularını kötülemek değil ama sırf biraz yakışıklı diye dizilerde başrol alan yapmacık oyuncularımız mevcut, maalesef.)

Kitaptan çok kopmayalım değil mi? Kitabın içeriği kesinlikle beklediğim gibi değildi. Kitabın içeriği; kendi içinde bölünmüş bir milletin acısından tutunda, hayallerini gerçekleştirmek isteyen genci yaşlısı kim varsa samimi hikayeleri ile dolu. Ve kitabı okurken daha önce de farkında olduğum ama Ji Sub'un samimi duygularıyla daha da emin olduğum bir şeyi fark ettim; "Milyonlar tarafından gıpta edilen bi hayatınız olsa dahi, hiç bir şey göründüğü gibi değildir. İnsan en çok kalabalık da yalnızlaşır. Buradan çok rahat bir hayatı var dediğimiz bir çok yıldızın, bazen onlarında bizim gibi insanlar olduklarını unutuyoruz."

Kitap Ji Sub'un buluştuğu insanların hikayeleri de dahil kısa açıklamalardan oluşan bir albüm adeta. Hayranlıkla baktığım saatlerce incelediğim fotoğraflar mevcut. Özelikle Güney Kore ve Kuzey Kore arasında ki sınırda her iki devletin sınırlarından 2 km ötede insansızlaştırılmış 4 km'lik bir alana ait, her yerde göremeyeceğiniz özel izinlerle çekilmiş fotoğraflar... Kendi içinde bölünmüş bir milletin savaşın ardından kalan o acı izleri hala orada, el değmemiş halde duruyor, Ji Sub'un da dediği gibi, zaman orada durmuş gibi adeta. 

"Duvara saplanan mermilerin izlerine bakıyorum.
Bir sürü kişinin eziyet çektiği ve öldürüldüğü yer.
Duvara elimi dokunursam o kişilerin
çığlıklarını duyacak gibiyim."

"Buradaki acıları umursamazca duvar ve yerde
yeşillenmiş otlar gözüme çarpıyor.
Adı bilinmeyen hayatlar canlanıyor."

-Eski Joseon İşçi Partisi Cheorwon Merkez Binası'nın kalıntılarını ziyaretinden alıntılar

Ayrıca Ji Sub'un buluştuğu o güzel insanların kalpleri ısıtan hikayelerine ve hayalleri uğruna mücadelelerine hayran kalmamak mümkün değil. İnsanlar nelerle savaşıyor hayat uğruna, bu satırları yazarken bulunduğum sıcacık evimden bunları anlamam tabi ki mümkün değildi o satırları okuyana kadar. İnsan isterse yapamayacağı şey yok, ama genelde her başarısızlıkta bahanelere sarılmak gibi bir huyumuz var.

        "Hayat, yapılan seçimlerin bütünüdür.
Bu çizgiye bassam mi?                                 
Ya da çizgiyi geçsem mi?                  
Yoksa geriye mi dönsem? 

Tekrar tekrar okuyup, ilk günkü gibi inceleyeceğim bir çok, içten fotoğraflarla birlikte dolu insanı düşündüren, kendini sorgulatan bu kitap herkese tavsiyemdir. Kitap K-pop yada K-Drama değil, bir milletin ardında bıraktığı el değmemiş acılardan, tüm engellere rağmen hayalleri için savaşan insanların samimiyetinden ve herkes için fark edilmesi kolay olmayan anların fotoğrafları ile dolu!

Son olarak benimde farkına bu satırlarla vardığım bir gerçeği alıntılamak istiyorum;

"Benim sevdiğim insanlar, çektiğim resimlerde hep gülümsüyor.
Benim için fotoğraf demek canımın arzu ettiği gibi durdurduğum an demekken, şimdi
fotoğrafların ölü olduğunu öğreniyorum..."

Fotoğrafların aslında ölü zamanları içerdiğinin hangimiz ne kadar farkındaydık acaba?





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder