17 Ocak 2016 Pazar

BANA HER ŞEY SENİ HATIRLATIR - BETH HARBISON

"Ufacık bit umut bile aşkın doğması için yeterlidir."














"Hiç sevmemektense sevip de kaybetmek daha iyidir."


"Sen aşkın gerçek olup olmadığını bilebilir misin?
  Eğer bilirsen onun için her şeyi bırakabilir misin?
  Yirmi yıl önce Erin Edwards hayatının aşkını bulduğuna emindi: Nate Lawson. Onun ilk aşkı. Her şeyini paylaştığı-gelecek ve çocuk hayallerini, sonsuza dek sürecek planları... Onunla kalan bütün hayatını birlikte geçirecekti.
  Ta ki Erin'in, Nate'in asla affetmeyeceği bir hata yaptığı geceye kadar. Erin bu aşkın yasıyla başbaşa kalmış ve asla unutmamıştı. Şimdilerdeyse çok harika bi adamla mükemmel bir ilişkisi, başarılı ve heyecan verici bir kariyeri vardı. Peki, erkek arkadaşı ona evlenme teklif ettiğinde neden aklına ilk gelen şey 'Nate Lawson' ismi olmuştu.
  Bana Her Şey Seni Hatırlatır bir kadının hiç aklından çıkmayan ilk aşkının kulaklarında çınlaması; 'Acaba şimdi nerededir?' ve 'Şimdi hayatımda olsaydı...' sorularının beyninde yankılanmasıdır."

Merhaba diyelim o zaman. Kimilerimiz hala finallerle uğraşırken erken başlayan ve erken biten finallerimden dolayı sonunda kitaplarımla başbaşa kalabildim. Kendime boş zamanlarımda verdiğim en güzel hediyelerden biri bu. Peki siz nasılsınız?

Yine bi gün kitapçıda geçirdiğim saatlerin ardından, bu kitabı gördüm ve almadan çıkmak istemedim. aklımda olmayan, yazarının kalemiyle ilk kez tanıştığım bir kitap... Herkesin kendinden bi an bulabileceği bir kitap. En azından "ilk aşk" dediğiniz birine sahip iseniz.

Kitap günümüz ve geçmiş arasında gidip gelen anılardan oluşuyor ve aradaki bağlantılar oldukça iyi bağlanmış. Erin henüz 16 yaşında, ergenliğin gençliğin deliliğin en hararetli zamanlarında tanıyor, ilk aşkını. Tabi ki o zamanlar bunun aşk olduğundan emin değil, ilk aşk olduğundan, bi parçası olduğundan, onsuz olamayacağından... Ne yaparsa yapsın Nate onunla olur sanıyor, ilgisini çekmek için gereksiz kıskançlıklar yaptırmaya çabalıyor, başka insanlarla olup da Nate'in gerçekten onun için doğru insan olup olmadığını sorguluyor. Nate ise hep bıraktığı yerde onu aynı aşk dolu gözlerle bekliyor (Ne kadar da ütopik değil mi?). Erin ise Nate'in evleneceği adam olduğundan o kadar emin ki, Nate ile tüm geleceğin hayalini serin bir yaz akşamı yıldızların altında zaten planlamışlardı. Ama hayat hiç bir zaman beklediğimiz gibi değildir, hiç ummadığı bi anda onu kaybetmiş halde buluyor kendini, ölmekten bir farkı yok. Yıllar geçse de aklında hala cevabını bilmediği bir çok soruya sahip. Mutlu bir ilişkisi, yoğun bir işi, 15 yaşında bir kıza sahipken dahi içinde bi yerlerde hala 16 yaşında tattığı kaybın acısı var. Ve sevgilisinin, Rick,  beklenmedik evlenme teklifinin ardından aklında ki cevaplanmayan sorular ve kalbinde ki -geçtiğini sansada geçmeyen- acı onu geçmişe götürerek, hayatını tekrar sorgulamasına yol açtı. Ve bir gün beklenmedik anda tıllara rağmen hala aynı gözüken Nate karşısında beliriyor, Beklenmedik bir haberle. Öyle bi durumda ne yapardınız merak ediyorum doğrusu. Aynı soruyu kendimde de sorguluyorum. (Daha fazla detaylara girmeyeceğim ama sizi şaşırtan ve sinirlendiren bir çok şey olacak-bence-)

"Kalbin çarpışı bilimsel olarak açıklanıyor olsa da, kırılmasını önlemenin yolu yoktu. 
Ve aramızdaki bazı insanlar,
kırmaktan usanmıyorlardı."

Sanırım çoğu insanın, bende dahil, yaptığı bir hata var. Erken yaşlarda boyumuzdan büyük işlere kalkışmak gibi, aşk gibi. Yanlış zamanda doğru insanı tanımak gibi... Aşk zamanlamadır ve ne kadar seversen sev zaman doğru değilse öyle ya da böyle kaybetmekle sorumlusun. ~Aksi olduysa bu aşkı seve seve dinlemek isterim~ İlk aşk olduğunun farkına dahi varmadan çocukça hareketlerle kalp kırdık, kalbimiz kırıldı belki de. Bazen de şuan da adını dahi hatırlamadığımız insanlar için saatlerce ağladık. Bunlar gençlik yıllarımız için şimdilerde hatırlayıp da güldüğümüz anılardan ibaret. Kalıcı ne var ki zaten şu hayatta. Ama konu ilk aşka geldiğinde hep bi suskunlaştık, kendimize sakladık duygularımızı, onun adını, aşkımızı. Benim ilk aşk özetime gelecek olursak; "Hayat hiç beklenmedik anlarda onu tekrar karşıma çıkardı, yeni anılara sahip olmamıza izin verdi ama ona sahip olmak için çok geçti.Kalp özlemekle yetindi."

"Zihnimde ona ait resimlere baktığımda gördüğüm şey gerçek, koşulu olmayan bir aşk ve ben ona eskisi kadar sırılsıklam aşığım."
"O bugüne kadar gözlerinin içine baktığımda ruhunun tüm çıplaklığını görebildiğim tek kişiydi."
" Ve ona duyduğum inanç, başka bir insana duymadığım kadar derin..."

Ne olursa olsun birini sevebildiğiniz için pişman olmayın. Çünkü siz birini sevebildiniz. Bu yetiye sahipsiniz. İnanın o duygu bir ömre bedel. İyi geceler!/İyi günler!




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder