6 Haziran 2015 Cumartesi

VAZGEÇTİM - Kahraman Tazeoğlu

"İnsan sebepsiz yere terk eder mi sevdiğini?"




"Aklı ve mantığı ele geçiren, aynı zamanda akla ve mantığa sığmayan bir duygunun içindeyim. Geriye bakarak gitmeye çalışıyorum. Kırk bir umut taşıyorum. Aklım sende kala kala senden gidiyorum. İnsan yarısında terk ettiği filmin sonunu merak eder mi? Ediyorum.
Tüm yelkenlerim yırtılmış ama ben hala rüzgardan medet umuyorum..."



Mevsim artık Haziran, toprak canlandı tazecik meyveler doldurdu rafları, Peki kalbinizden ne haber? Aşk da canlandı mı yaz güneşinde?

Belki destansı bir aşk olmayacak ama aşkın en güzel/acı halini göreceksiniz bu kitapta, belki de kendinizi bulacaksınız; Çünkü hikaye fazlasıyla bizden...

Hikaye bize şu sözlerle giriş yapıyor;

"Gülün nasıl koktuğu değil, sizin nasıl kokladığınızdır farkı yaratan. Bu yüzden herkes başka sever. Ve herkes başka türlü teslim olur aşka... Aşk seni vurabilecek bir silahı, seni vurmayacağına inandığın birine tereddütsüz vermektir. Sessizce gitmeyi seçer kimi... Yarinin gözleri uğruna, yarinin gözlerinden vazgeçer. Bazı hikayeler sözlerle değil, gözlerle yazılır. Aşk, vazgeçmek olur..."

"Aslında bakarsanız aşk diye bir şey de yoktur; ta ki onu bulana kadar..."

Mehmet daha 10 yaşındaydı Feza doğduğunda. Aile dostlarıydı Feza'nın ailesi, Mehmet'in babası Arif Bey oldukça zengin ve hayatını kurtaran Saadettin Beyle oldukça iyi arkadaşlar. Arif Bey işi gereği sürekli seyahat eden bir adam, Almanya - Türkiye arasında. Vesselam Feza yanında büyüdü Mehmet'in, Feza "Mali Mali" diye dolanırdı Mehmet'in peşinde. Derken Arif Bey rahatsızlanınca işin başına Mehmet geçti ve Almanya'ya iş için yerleşti. Yıllar geçti, Feza genç bir kız oldu, Ankara'da okuyordu üniversiteyi. O sıralar Arif Bey'in vefatıyla Mehmet evine gelmişti. Acısının içinde kaybolduğu sırada penceren yaşlı bir teyzeye yardım eden bir kız gördü, nasılda güzel gülüyordu. Ve o kız daha sonra kendi apartmanlarına doğru gelmeye başladı, Mehmet anlamıştı; O kız Feza'ydı. Mehmet'i onca acı içinde bulabilen ve gülümsemesini sağlayan o kız Feza'ydı. Böyle başladı Mehmet'in aşkı...

Peki ya Feza ne düşünüyordu sizce? Feza için Mali bir aileydi, Feza'nın iki annesi iki babası bir de abisi vardı, Mali... Feza sadece Koray'ı seviyordu. Koray ise Feza'yı... İlk tanışmaları oldukça komik bir hikaye aslında (okuyunca öğreniceksiniiiz :)).

"Koray'ın ona anahtar kolyesini verdiğinde söylediğini hatırladı;
-Teşekkür ederim Koray. Bunu seve seve taşırım ama sana açıkça sormam gerek. Ben bunu takınca, şimdi biz sevgili mi olduk?
-Şimdi olmadık Feza. Biz zaten öyle doğduk. Sen buna inanana kadar bekleyeceğim."

Feza artık üniversiteden mezun olmuştu, Koray'la evlilik kararı almışlardı ve Koray da yakın zaman İstanbul'a gelecekti. Ailesine bu durumu açıklamadan önce ailesinin onu Mehmet'le evlendirme kararı olduğunu öğrendi. Ama Mehmet Feza'nın mutluluğu için kendi mutluluğundan vazgeçti, aşkı için aşkının gitmesine izin verdi.

"Sen beni bana gösteren en acımasız güzelliksin. Gözlerine düşmüşüm bir kere, öyle hemen kalkıp gidemem. Gözlerinden başka sana giden yol da bilmem ben. O gözlere koca bir dünyayı sığdırdım. Sonunda kaybetmek olsa bile ilk adımı atmışım. Benimle kaybetmeye de var mısın?"

"...Bana sunduklarınla yok işim; bana yeten sadece sensin."

Koray İstanbul'daydı. Aileler tanışmıştı, her şey yolunda derken nişanlarından önce Koray kanser olduğunu öğrendi. Bu acıyı biricik sevdiğine yaşatamazdı, Bir gece ortadan kayboldu...

"Tek başıma doğmadım
Ama yalnız öleceğim."

Peki ya aslında Koray'ın teşhisi yanlışsa? Ya Mehmet? Onların hikayelerinin sonu nasıl oldu dersiniz?

"Bir gün kendinden nefret edersen bana gel. Seni sana yeniden sevdirebilirim. İnşallah gelirsin. Dilinde umudu diri tutan bir 'inşallah'ı olmalı insanın."
"Aşkta kalbini kıracak kişiyi kendisi seçer insan, bir çuval pirincin içinde duran tek bir beyaz taşı bulmak kadar zor olsa da aşk..."

Ve son olarak yürekten inandığım bir alıntı yapmak istiyorum;

"Bazen geç kalmaktır aşk... Ben sana geç kalmışım biraz! Yarım bir hikaye bizimkisi... Başı eksik, sonu olmayan, ortası sen'li ben'li..."

-Hepimiz bir gün öleceğiz, siz aşkı unutmayın. Herkese keyifli okumalar!! :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder