DÖRT ANLAŞMA-Don Miguel Ruiz
Sinema dünyasının üstün zekalı oyuncularından Sharon Stone ve Jody Foster bu kitabı çevresindeki insanlara öneriyor.
Amerika'nın önde gelen Yeni Çağ yazarları bu kitabı sizlere öneriyor.
"Don Miguel Ruiz'in kitabı aydınlanmanın ve özgürlüğün bir yol haritasıdır. "Deepek Chopra Başarının Yedi Ruhsal Yasası kitabının yazarı
"Büyük dersler içeren ilham verici bir kitap."Wyne Dyer Kendin Olmak kitabının yazarı
Castaneda geleneğinde, Ruiz temel Toltek bilgeliğini paylaşıyor.
Modern dünyada yaşayan kadınlara ve erkeklere
"Dingin Savaşçı" olarak yaşamanın pratik uygulamalarını sunuyor.
Dan Millman Dingin Savaşçı ve Ruhun Yasaları adlı kitapların yazarı
Gözler kapalı yaşamak koladır.
Görebildiğiniz tek şey yanlış yorumlardır...
-Jhon Lennon
Şu anda gördüğünüz ve işittiğiniz her şey bir rüyadır....
Zihin günde yirmi dört saat rüya görür.Beyin uyanıkken de uyurken de rüya görür. Aradaki fark : beyin uyanık iken her şey lineer (sıra sıra) olarak algıladığımız somut bir çerçeve vardır.Uykuya daldığımızda bu çerçeve olmadığı için rüyaların sürekli olarak değişme eğilimi vardır.
Biz, nasıl rüya göreceğimizi öğrenme kapasitesiyle dünyaya geldik.
Bizden önce doğan, daha önce yaşamış insanlar bize nasıl toplumsal rüyaya uygun rüya görmemiz gerektiğini anlatıyor.
Doğduğumuz millete, aileye ait toplumsal kültür kurallarına uygun yaşamayı öğrendik. Ne doğru ne yanlış, ne iyi ne kötü... Çocuklar yetişkinlerin söylediği her şeye inanır. Büyüklerin kurmuş olduğu anlaşmalara katılırlar.
Büyüdükçe bazı şeylerin farkına varmaya başlarız. Ama bir süre sonra da etrafımıza kendimizi kabul ettirme isteği filizlenir içimizde. Böylece kendimizden feragat ederiz.Ve her yaşadığımız olayda kendimizle bir anlaşma yaparız.Bu anlaşmalar tamamen kendi kabullenişimizle ilgilidir.
Bu kitap yaşamımızı yöneten, benliğimizi kapattığımız yerden çıkarmayı hedeflemek amacıyla yazıldı. Diyor ki;
Sizi tüketen her anlaşmayı bozduğunuzda,onu yaratmada kullandığınız tüm enerji açığa çıkarak size geri döner. Eğer bu dört yeni anlaşmayı kabul ederseniz, bu yeni anlaşmalar, eski anlaşmalarınızın tümünü değiştirmek için gereken bireysen gücü de beraberinde getirecektir.
BİRİNCİ ANLAŞMA
KULLANDIĞIN SÖZCÜKLERİ ÖZENLE SEÇ
Bu anlaşma için uyulması en zor olan anlaşma diye bahsediyor kitabımızda.
İnsan zihni, sürekli tohumların ekildiği verimli bir toprak gibidir. Tohumlar düşünceler, fikirler ve kavramlardır. Söz tohum gibidir ve insan zihni son derece verimlidir! Bir tohum bir düşünce ekersiniz ve o büyür.
Düşünsenize anneniz odanıza geliyor, içerideki dağınıklığı görünce sizin ne kadar pasaklı biri olduğunuzdan bahsediyor. Belki o gün odanızı toplamaya vaktiniz olmadı, ama siz annenizin söylediği sözü kabul ederek kendinizle bir anlaşma yaptığınızda artık zaten pasaklı bir insan olduğunuzu düşündüğünüz için, fark etmeden öyle davranmaya başlıyorsunuz. Veya iş yerinde yapmayı unuttuğunuz bir şey yüzünden "sen de çok unutkansın, bir şeyi de aklında tutsan şaşarım" tarzında bir cümle duyduğunda buna inanır ve bu anlaşmayı kabul ederse bir süre sonra gerçekten de her şeyi unutuyorum,yine akımdan çıkmışlara kadar gidip belki daha kötü sonuçlar bile doğurabilir.
Bu yüzden ağzımızdan altın niteliğindeki sözleri özenle seçip başkalarının kendileriyle yanlış anlaşmalar yapmasına etken olmamalıyız.
İKİNCİ ANLAŞMA
HİÇBİR ŞEYİ KİŞİSEL ALGILAMA
Mutlu olduğunuz bir günde insanlarla kurduğunuz iletişim ile kendinizi kötü hissettiğiniz bir günde kurduğunuz iletişim aynı mı? Tabi ki değil!
O zaman hiç bir şeyi kişisel algılamamalıyız. Her şey karşımızdakinin düşüncelerini, inanlarını,duygularını ifade ediyor. Kişisel algılamak meseleyi kabul edip etmemekle ilgili.
Sizi caddede gördüğümde, sizi tanımadığım halde "Hey sen bir aptalsın." dersem bu sizinle değil, benimle ilgilidir.Eğer bunu kişisel algılarsanız, aptal olduğunuzu bile düşünebilirsiniz. Belki de öyle düşünürsünüz: "O aptal olduğumu nasıl biliyor? İçimi mi görüyor, yoksa herkes ne kadar aptal olduğumu görebiliyor mu?"
ÜÇÜNCÜ ANLAŞMA
VARSAYIMDA BULUNMA
Gerçeği duymaya cesaret edemediğimizde veya açıklama istemekten korktuğumuzda varsayımlarda bulunuyoruz.
Yine kitapta bununla ilgili çok güzel bir örnek vermiş. Hoşlandığınız biriyle bir yerde karşılaştığınızı farz edin. Size tebessüm etti ve siz onun ardınlan milyonlarca varsayımda bulundunuz. O da benden hoşlanıyor diye düşünüp buna inanabilirsiniz. Hatta öyle bir boyuta gelir ki evlendiğinizi bile düşünebilirsiniz. Ama bu düşünceler sadece sizin beyninizin içinde...
Veya bir başka örnekte etrafımızda bulunan insanlarla yaşadığımız genel bir sorun. Bir derdimiz vardır ve arkadaşımız bize bakıp neyimiz olduğunu anlamaz. Ama kafamızda da öyle bir varsayım vardır ki... Onlar bizim ne düşünmemiz gerektiğini, neyi istediğimizi-istemediğimizi (bu liste daha da uzayabilir) bilmelidirler.Bir zamanlar ben de bu yanlış anlaşılma içerisindeydim. Benim moralim bozuk neden moralimin bozulduğunu neden anlamıyorlar. Neden böyle olduğunu bilmeleri, bana destek olmaları gerekirdi falan filan.Neyse ki uzun sürmedi bu sürecim :D İnsanlar konuşa konuşa anlaşır, o yüzden böyle varsayımlarda bulunmayalım. Bir derdimiz varsa konuşalım, kendimizi ifade edelim her zaman ;)
DÖRDÜNCÜ ANLAŞMA
DAİMA YAPABİLDİĞİNİN EN İYİSİNİ YAP
Bu benim favori anlaşmam oldu. Çok doğru değil mi? Her şeyi her zaman mükemmel yapamayabiliriz, her şeyde çok iyi olamayız zaten. Ama elimizden gelenin en iyisini yaparsak her zaman, hem hiçbir zaman keşke dememiş oluruz hem de elimden geleni yapmıştım demiş oluruz. Ben demiyorum ki kendinizi yıpratırcasına yapın işlerinizi, sadece yapabileceğinizin en iyisini yapın. Kahvaltı mı hazırlıyorsunuz en iyisi hazırlayın, sınava mı gireceksiniz en iyi şekilde hazırlanın, sunum mu yapacaksınız en iyisi yapmaya çalışın, yeni bir dil mi öğreneceksiniz en iyi şekilde yapın tellaffuzunuzu,şarkı mı söylüyorsunuz hissederek söyleyin, ZEVK ALIN :)...
Dünyaya bakış açınız hissettiğiniz duygulara bağlıdır. Eğer duygularımızın enerjimizi tüketmesine izin verirsek, yaşamımızı değiştirecek ya da başkasıyla paylaşacak enerjimiz kalmaz.
Asker disiplini de dışarıdan birileri bize ne yapmamız gerektiğini söyler, savaşçı disiplini ne olursa olsun kendimiz olmayı gerektirir.
Bu kitap hakkında çok fazla kişisel bir yorumda bulunmadım. Yazarımızın kendini yeterince açık şekilde ifade ettiğini düşünüyorum. Özetle Dört Anlaşma benim beğendiğim bir kitap oldu. Okuduğumuzda, hayatımızı başka bir açıdan görebilmenin, düşünebilmenin farkındalığını sağlayacaktır...
Bir sonraki kitapta görüşmek üzere,kendinize güzel bakın :)