21 Kasım 2015 Cumartesi

Gayle Forman - Eğer Yaşarsam

"Seçim yapmak zorunda kalsaydınız, siz ne yapardınız?"







"Sıradan bir günde...
On yedi yaşındaki Mia, bir genç kızın isteyebileceği her şeye sahiptir; sevgi dolu bir aile, ona aşık bir erkek arkadaş, müzik ve olasılıklarla dolu parlak bir gelecek...
...bir saniyede ker şey değişir..."







Uzun bir ara oldu sanırım, Yaz tatilinin gelmesinin ardından, tatil planları derken,,, Okul açılınca da vize haftası falan derken okuduğum kitaplar hakkında yazı yazmaya vakit bulamadım. Aslında son aylarda biraz da bilimsel kitaplara odaklandığımdan (ne dersiniz evren hakkında da bir blog yazısı yazsam mı? Bigbang, Bebek evrenler, Yaratılış ve daha fazlası... bunun hakkında düşüneceğim. İnanın o kitapların ardından ben neyim, nerede yaşıyorum diye sorgulamadım değil hahah.. Evet, gökyüzüne aşık biri olarak yıldızlara daha anlamlı bakıyorum artık. Anlaşıldı, bu konu hakkında bir blog yazmalıyım, baksanıza parantezi kapatamıyorum...) ve onlar hakkında yazıp yazmamaya karar veremediğimden bu kadar uzun bi ara verdim sanırım...

Gelelim konumuza... İlk olarak bu kitabı satın alma hikayemden bahsetmek istiyorum.aklımda dahi olmayan bir kitap idi. Yazarı da ilk defa okuyorum... Beni satın almaya iten ise, geçen yıl Tüyap kitap fuarında gezerken, kitabın adının dikkatimi çekmesi... Bu 2 kitaptan oluşan bir seri aslında (ikinciyi de bu hafta içi yazacağım inşallah). "Eğer Yaşarsam ~ Sen Gittiğinde" Bana anımsattığı, yüreğimde bir şeylerin acımasına sebep olan bir şeyler vardı, Sen gittiğinde...Yaşarsam... Anlayamadığım bir neden bu kitabı almama sebep oldu ve iyi ki almışım diyorum şimdi...

Hepimiz 5 dakikamızın dahi garantisi olmadığı halde yarın için öbür gün için kesinkes planlar yapıyoruz hayatta.. Tabi ki gelecek için planlar yapmak güzel bir şey fakat bu gün yapmamız gerekenleri de çoğu zaman "Aman yarın yaparım" diyerek erteliyoruz, bende dahil... Peki ya yarın diye bir şeye sahip olamazsak?

Evet, bu kitap bana tekrar tekrar bu soruyu sordurdu, ya yarına sahip olamazsam?

Mia, Rock müziğe aşık ebeveynlerine rağmen Çello çalan 17 yaşında bir lise öğrencisi... Birbirini seven bir ebeveyne ve küçük bir erkek kardeşe, Teddy, ve okulun popular rock grubundan olan erkek arkadaşı Adam'a sahip mutlu bir kız... Hayatı oldukça sıradandı, herkes gibiydi, ta ki ailecek çıktıkları gezide bir araba kazası geçirene kadar... Kendini birden olayları 3. bir şahıs olarak izlerken bulur (Yazarın mizahı diyelim). Yoğun bakıma kaldırılışını ailesine olanlar izleyen ama bir şey yapamayan biri olarak... Yoğun bakımda hayatta kalmak ve kalmamak arasında mücadele verirken eski anılarını, aşkını, ailesiyle ilgili anılarını paylaşacak bizimle. Tüm ailesini kaybetmişken geride yalnızca büyükannesi, büyükbabası, en yakın arkadaşı Kim ve ona aşık olan Adam kalmışken hayatta kalmak için savaşmalı mı yoksa ailesinin yanında mı kalmalı? En zor karar bu olsa gerek... Siz olsanız ne yapardınız? Uyandığınızda ailenizden kimsenin olmayacağını bile bile hayatta kalmak için savaşır mıydınız?

Kitabın sonunda bir müzik listesi (dinlemenizi tavsiye ediyorum) ve yazarın küçük bir notu yer alıyor, kitabın gerçek bir ailenin başına gelen olaydan esinlenerek yazıldığına dair... Sanırım o notu okumak beni daha çok üzdü. Kitap da güzel bir aşk, mutlu bir aile, hüzün, yıkım ve umudun en güzel halini bulacaksınız (bence). Ayrıca sonradan öğrendim ki kitap filmleştirilmiş. Genelde filmi yapılan kitaplar için, filmde kitapta ki duyguyu alamam ve izlemek sıkıcı olur, ama bu kitabın filmini izlemenizi tavsiye ederim. Ama her zaman kitabını okumak ilk tercihtir benim için. Çünkü kitabı okurken karakterleri de, kitaptan aldığım duyguyu da zihnimde kendim oluşturuyorum ve bu en sevdiğim duygudur.

"Son olarak bugün hatta her gün hayatınızda yeni bir şeyler deneyimleyin. 
Bugün gideceğiniz yere farklı bir yoldan gitmeyi deneyin. 
Sokaklarda kaybolmayı deneyin.
Her zaman yediğinizden farklı bir yemek tadın.
Bugün hiç bilmediğiniz bir şeyler hakkında bilgi edinin.
Yoldan geçen insanları izleyin, yüzlerinde acılarını, umutlarını, hüzünlerini, sıkıntılarını göreceksiniz. Ve bu kendinizde yeni şeyler keşfetmenize sebep olacak.
Bugün kulaklığınızı takın, en sevdiğiniz şarkıyı gökyüzünü izlerken dinleyin, tekrar tekrar...
Bugün ertelediğiniz her şeyi yapın. Ailenize onları sevdiğinizden bahsedin.
Sevdiğiniz çoçuğa ya da kıza hislerinizden bahsedin, Yarını beklemeyin."

Bu listeye daha bir çok şey yazılabilir. Kısaca hayatınıza şekil vermek elinizde. Bugünü dünle aynı yaşamayın, en ufak değişiklik dahi kafi. Unutmayın, bugün yaptıklarınız dünkü planlarınız ve yarın ki geçmişiniz olacak... Bugününüz aslında geleceğiniz idi, o yüzden geleceğinizi ertelemeyin. Daima gülümsemeniz dileğiyle... 
Şimdilik Hoşçakalın!

1 Kasım 2015 Pazar

SİYAH BUZ-BECCA FITZPATRİCK

AŞIK OLMAK HİÇ BU KADAR TEHLİKELİ OLMAMIŞTI...
Beni ona bakarken yakalayınca hemen gözlerimi kaçırdım.Bakarken yakaladığına inanamıyordum.Ona karşı hissedebileceğim çekim fikrinden nefret ettim.Beni rehin almıştı.Beni isteğim dışında alıkomuştu.Son iyilikleri bunu değiştiremezdi.Kendime onun gerçekte kim olduğunu hatırlatmalıydım.
Ama gerçekte kimdi?




Britt eski sevgilisi Calvin'den ayrılalı 8 ay oldu.Aslında Calvin'e çok kızgın olmasına rağmen,bahar tatilinde onu tekrar görebileceğini (nasıl bir hata yaptığını fark ettirebileceğini) umup Havaii yerine Teton Sıradağları'na doğa yürüyüşüne gitmeye karar verir.
Yola çıkacakları günün sabahında bir benzincide Calvin'le karşılaşır ve onu kıskandırmak için bir sevgilisi olduğu yalanını söyler "kasadaki bir çocuğu göstererek".Yakışıklı çocuğumuz Mason da Britt'i bozmaz.
Yola çıktıktan sonra bir kar fırtınası başlar.Britt ve Korbie'nin içinde bulunduğu araba bozulur(Korbie Britt'in en yakın arkadaşı ve Calvin'in de kız kardeşi).Bu iki arkadaş dağda sığınabilecekleri bir kulübe bulurlar.İşler de tam olarak buradan sonra başlar...
Becca'nın elinden yine çok iyi bir kitap çıkmış.Tabii ki Hush Hush'la kıyaslamam o ayrı :)Hikayesi enteresan başladı ama sonlarına doğru neyin ne olduğunu tahmin edebileceğin bir yöne girdi.Şaşırttığı kısımlar da var tabi ama çok da büyük şaşıtmacalar değildi.Bir de,kitap on yedili yaşlarda okunursa daha da etkileyici olabilir.Birazcık da kitaptan alıntılarla devam edelim.Kendinize güzel bakın :)


///"Adım Calvin Versteeg,"diye kekeledi."Britt'in... eski erkek arkadaşı."
   "Mason."
   Mason Calvin'in ona uzattığı eli süzdü ama sıkmadı.Tezgaha Willie Hennessey    için üç yirmilik bıraktı.Sonra yanıma gelip yanağımı öptü.Öylesine bir        öpücüktü ama nabzımın hızlanmasına yetti.Gülümsedi;bu sıcacık,seksi bir    gülümsemeydi.

///"Senden nefret ediyorum,"dedim mutsuz bir sesle.
   "Evet,bunu daha önce de söylemiştin.Haydi gidelim."

///"Her zaman benzin istasyonundaki arabalarla insanları eşleştirir misin?"
   Omuz silkti."Bilmece gibi.Problem çözmeyi severim."
   "İlginç.Sen de benim için bir bilmecesin."

///"Beni korumak için kaçmamı istediğini biliyorum ama sen ölseydin,Jude,sana    bir şey olsaydı ve ben burada tek başıma kalsaydım..."